Bu yeni model, lüks anlayışına ve gelişen müşteri beklentilerine hitap eden teknolojiler ve tasarım güncellemeleriyle dikkat çekiyor. Rolls-Royce, “Bespoke” hizmetiyle kişisel ifade için de yenilikçi fırsatlar sunuyor.
Cullinan Series II, Boğaz’daki yeni showroom’da düzenlenen özel bir medya resepsiyonu ve ardından akşam saatlerinde gerçekleştirilen müşteri sunumuyla Türkiye’de ilk kez görücüye çıktı.
Rolls-Royce Motor Cars İstanbul Bayi Sahibi Artuğ Aysal şunları söyledi: “2018’den bu yana Cullinan, Türkiye’deki başarı öykümüze önemli katkılarda bulundu ve bir Rolls-Royce otomobilinin ne olduğu ve sahibi için ne anlama gelebileceği konusundaki algıları derinden değiştirdi. Cullinan’ın cesur evrimini ilk kez kendi ülkemde, yeni showroomumuzda müşterilerimize ve marka dostlarımıza sunmaktan mutluluk duyuyoruz.”
Rolls-Royce Motor Cars İstanbul Genel Müdürü Hilal Aysal; “Cullinan, müşterilerimizin Türkiye’nin metropollerinde olduğu kadar uzak bölgelerinde de markanın kendine özgü ‘sihirli halı’ yolculuğunu deneyimlemelerini sağlayarak süper lüks otomobil kullanımını yeniden şekillendirdi. Cullinan, tamamen yeni müşteri gruplarını markaya kazandırırken, SUV’ların Rolls-Royce’unun daha da büyüyen cazibesi bize Türkiye’deki uzun vadeli başarımız için güven veriyor” dedi.
6 yıllık, cesur bir evrim
Altı yıl önce lansmanı yapılan orijinal Cullinan, dünyadaki en zorlu ortam ve koşullarına yetecek off-road yeteneklerine sahip olmalıydı. Aynı zamanda, her türlü arazide markanın eşsiz konforunu ve kendine özgü sihirli halı sürüşünü sunmalıydı. Her yerde zahmetsizce ve kusursuz yol alabilen süper lüks SUV tanımının karşılığı olmalıydı.
Cullinan’ın eşi benzeri görülmemiş başarısı üzerine inşa edilen Cullinan Series II, cesur bir evrimi temsil ediyor. Rolls-Royce tarihindeki en kapsamlı Seri II geliştirmesini temsil eden yeni tasarımıyla, Cullinan’ın popülaritesini destekleyen temel niteliklere sadık kalırken, değişen lüks tanımına ve gelişen kullanım alışkanlıklarına yanıt veriyor.
Rolls-Royce’un ayrıştırıcı ikincil kişiliği olarak Black Badge, Cullinan’da zirveye ulaşarak, kendini en cesur biçimde ifade etmek isteyen müşterilere hitap eden kararlı ve tavizsiz bir tutum sergiliyor.
Bu müşteri grubu için marka, yalnızca daha belirgin estetik dokunuşlarla değil, aynı zamanda özgün mühendislik öğeleriyle de dikkati çekerek, cesur ve etkileyici Black Badge Cullinan Series II’yi piyasaya sunuyor.
Çok yönlülük ve kullanım kolaylığı
İlk müşteri teslimatlarından bu yana Cullinan, sahibini daha önce bir Rolls-Royce ile keşfedilmemiş yerlere götürebilen, son derece başarılı bir off-road otomobili olarak amacını yerine getirdi. Bununla birlikte, çok yönlülük ve kullanım kolaylığı da Cullinan’ı birçok kullanıcı için bir ‘günlük sürücü’ haline getirdi.
Cullinan’ın giderek daha fazla ev sahipliği yaptığı mega şehirlerdeki ışıklı gökdelenlerini hatırlatan önemli bir dış tasarım teması olan dikeylik en çok kendini yeni ön far tasarımında belirgin bir şekilde gösteriyor. Cullinan Series II’nin ön kısmı, sade hatlar ve keskin bitimlerden oluşurken otomobilin kusursuz oranlarını ve güçlü duruşunu sergileyen pürüssüz, yekpare yüze görünümüne odaklanıyor.
Merkezde aydınlatmalı Pantheon ızgaraya, gündüz farları arasında yatay yer alan cilalı ve parlak bir ‘ufuk çizgisi’ hattı eşlik ediyor.
Profilden bakıldığında Cullinan Series II’nin dış görünümünde daha fazla değişiklik göze çarpıyor. Stop lambalarından jant göbeklerindeki ‘RR’ amblemine kadar uzanan tasarımsal çizgiler, ince bir koniklik ve hareket izlenimi yaratarak, estetiği dinamizmle buluşturuyor.
Arka görünümdeki değişiklikler, egzoz tasarımından başlayarak paslanmaz çelik koruyucu plakaya dek uzanıyor. Otomobilin iç geometrisindeki en önemli değişiklik, gösterge panelinin üst kısmındaki sütundan sütuna uzanan cam ön panel – zarif ve çok yönlü bir tasarım öğesi olan, aydınlatılmış bir Cullinan logosu ve benzersiz bir şehir manzara grafiği içeriyor. Dünyanın mega kentlerinin gökdelenlerin gece manzaralarından ilham alınarak tasarlanan bu grafik, 7.000 öğeden oluşuyor. Müşteriler ayrıca markanın Bespoke tasarımcılarıyla birlikte kendi ışıklı ön panel motiflerini de yaratabilirler.
Ön panelin yolcu tarafında, hem analog bir saat hem de paslanmaz çelikten yapılan üstten aydınlatmalı Rolls Royce ikonik amblemi Spirit of Ecstasy bulunuyor. Dört yıllık tasarımsal bir gelişim sürecinin ürünü olan bu heykel figürü, analog ve dijital zanaatkarlar arasında eşsiz bir iş birliğini gözler önüne sererken dramatik ve odaklı bir ışık hüzmesi de oluşturuyor.
BLACK BADGE CULLINAN SERIES II
Ferahlık ve sağlamlık hissi
Black Badge Cullinan Series II, Rolls-Royce deneyiminin daha duyulara hitap eden bir yorumunu arayanlar için tasarlandı. Black Badge karakterinin temelini oluşturan koyu renk dokunuşlar, dış tasarımda da vurgulanarak modelin oturaklı ve tavizsiz duruşunu destekliyor. Black Badge için ön ızgara, serinin alametifarikası olan siyah renk ile tamamlanıyor. Gümüş ‘ufuk çizgisi’ otomobilin dikey gündüz farlarını çerçevelerken, ferahlık ve sağlamlık hissi yaratıyor.
İkonik amblem Spirit of Ecstasy de dahil olmak üzere tüm dış gövde detayları ve parlak yüzeyler siyah renk ile tamamlanıyor.
İç içe geçmeli tellerin orkestrasyonunda 23 inç jantlar, parlak ve cilalı görselliğiyle dış tasarımın göz alıcılığını artırıyor. Black Badge disk fren kaliperleri, imza niteliğindeki rengiyle net görünümünü gözler önüne seriyor.
Black Badge’in koyu renk ambiyansı, kendine özgü teknik karbon bitimler ve iç mekan metal dokunuşlarla ayrışıyor. Ön panel ve arka kabinde karartılmış havalandırma çerçeveleri kullanılan Black Badge Cullinan Series II tasarımında ayrıca, pruvada oturan bir figürü anımsatan, siyah renkli Spirit of Ecstasy ikonlu yeni saat kabinine de yer veriyor.
Black Badge Cullinan Series II sadece estetik tasarımıyla değil, aynı zamanda onu destekleyen özgün mühendislik özellikleriyle de tanımlanıyor. Black Badge Cullinan’ın ilk versiyonunu tanımlayan, gövde salınımını hafifletmek için daha yüksek kapasiteli hava yayları ve daha da büyük motor güç birimlerinin eklenmesi gibi özellikler Black Badge Cullinan Series II için de korundu. Çift turbo-şarjlı 6.75 litrelik V12 motor toplamda 600PS güç ve 900Nm tork üretirken otomobilin zahmetsiz sihirli halı sürüşü deneyiminden ödün vermiyor.
YENİ İÇ MEKAN MATERYALLERİ
Cullinan Series II aynı zamanda Rolls-Royce’un tekstil alanındaki keşiflerine Duality Twill adı verilen bambudan yapılmış yeni bir rayon kumaşla devam ediyor. Bu malzemede, Sir Henry Royce’un eski kışlık evi Villa Mimosa’ya komşu olan Côte d’Azur’daki Le Jardin des Méditerranées‘deki geniş bambu korusundan esinlenildi.
Twill kumaş, sanatsal bir ‘Duality’ grafiği ile işlendi. Markanın kurucularının birbirine bağlı iki ‘R’ harfinin soyut bir yorumuna dayanan tasarım, Fransız Rivierası’na bir başka ince göndermede bulunarak yelkenli yatlarda bulunan iç içe geçmiş halat çizgilerini anımsatan bir denizcilik etkisini yansıtıyor.
Tam bir Duality Twill iç mekan 2,2 milyon dikiş, 11 mil iplik içerebilir ve 20 saatlik bir yapım sürecinin ürünüdür.
Seri II, bir başka yeni çağdaş zanaatkarlık tekniği olan ‘Yerleştirilmiş Perforasyon’ tekniğini entegre ediyor. Bu yenilikçi uygulama zanaatkârların koltukları bir tuval olarak kullanarak derideki küçük delikler aracılığıyla sanat eserleri yaratmalarını sağlıyor. Cullinan Series II için tasarımcılar Goodwood’daki Rolls-Royce Evi’nin üzerindeki bulutların sürekli değişen şekillerinden ve gölgelerinden esinlenerek bir desen oluşturdular – bu desen 107.000 adet 0,8 ve 1,2 milimetrelik delikten oluşuyor.
Rolls-Royce Motor Cars Orta/Doğu Avrupa ve Orta Asya Kurumsal İletişim Direktörü Frank Tiemann şu yorumda bulundu: “Sürüş kolaylığına sahip her zeminde kullanılabilen Cullinan Series II’nin başarısı, ilkelerine sadık kalınarak ve kalite özelliklerinin korunarak üretilmesine bağlı. Gerçek bir ilerleme ve gelişmeyi temsil eden gelişmiş bir lüks anlayışı, aynı zamanda Cullinan’a daha fazla ifade ve gösteriş katıyor.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı